Gerçek Karakovan Budur

Kütük Karakovan

Kütük Karakovan

Arıcılığa başladıktan sonra  aklım sürekli olarak karakovanlar da ve bu kovanlardan alınacak ballar da idi.  E tabi ki mesleğim de   kovancılık olduğuna göre mutlaka bir karakovan yapmam gerekiyor diye düşünüyor ve sürekli bu konu hakkında araştırmalar yapıyordum.  Arıcı dostlara sürekli bu konu hakkında sorular soruyor ve en güzel nasıl olabilir diye İnternet ortamında da araştırıyordum.

Güzel kuturlu bir ağaç arıyor, sürekli hızarlarda gözüm böyle bir  ağaç arıyordu.  Geçen sonbaharda   uygun olduğunu düşündüğüm ve en önemlisi ortası hemen hemen boydan boya çürümeye yüz tutmuş bir   ağaç buldum. Bu çam ağacının kuturu yaklaşık olarak 55 cm  boyu da 1 metre idi. Kışın  boş vaktim oldukça yaparım diye düşünüp bu ağacı satın aldım.  Fiyatı biraz cep yaktı, odun sınıfına ayrılmış bir  ağacın bu kadar para tutacağını açıkçası beklemiyordum. Kilo ile aldım, kantar 250 kiloyu gösterdi ve tam 100 lira tuttu. Yok da diyemedim, velhasılı aldım ve atölyeye götürdüm. Gel gör ki bu nasıl oyulacak, nasıl düzlenecek,  her neyse biraz kurumaya bırakayım dedim .  Öncelikle  ağacın dış tarafını keser yardımı ile biraz düzledim, bu şekilde de epey kuruduktan sonra iş içini oymaya geldi.  Neyse ki ortası biraz çürümüş olan bu kütüğü oymam öyle çok da zor olmadı.  Gerçi zor olmadı desem de çok da akıl işi değil yani tavsiye etmem.  Çürümüş orta kısmını epeyce uğraştıktan sonra bir uçtan bir uca kadar oydum ve tünelden ışık göründü. Gerisi biraz daha kolay oldu, içinde biraz ateş yakarak bu oyuğu iyice genişlettim. Ve en sonunda  bir kaç marangoz aleti ile iç oyuğu temizleyip düzelttim.   Karakovan balı üreticisi olan bir arkadaşın tavsiyesi ile iç çap ölçüsünü yaklaşık 25 cm yaptım.  Tabi durum böyle olunca dış çapını da epeyce ufalttım, öyle ufaltmasam da hiç yerinden kalkmayacakmış zaten.  Uzun uğraşlar sonucu önüne kapak, arkasına kapak ve sonuç bitirdim.

Çam Kütüğü

Çam Kütüğü

Gelen giden bu kovanı sordu, ,istedi, sat dedi , hepsine kıvrak bir şekilde yok dedim, demek zorunda idim. Çünkü bu karakovanı babama söz vermiştim.   Bahar geldi, arılarımı yaylaya taşıdım ve orada bulunan amca oğlu Musa abiye  ricada bulundum, ‘ aman Musa ağbi, bir oğul çıkarsa bunu babamın karakovanına koyacağız’ . Babam maşallah ballı adam, iki gün sonra bir telefon ‘ bilader bir oğul yakaladım ki büyük bir karpuz kadar’  aman Musa ağbi, hemen o karakovana aktarın onu.

Sonrasında gittim ve  henüz iki gün geçmiş olmasına rağmen üç tane dalak yapmıştı bile.  Tabi ki bu olaya babam da çok sevindi, malum karakovan balı olacak ve onu da şeker hastası olan babam ufak ufak yiyecek. Nasıl dayanır da az yer orası biraz tartışılır ama yaş 83, koca çınar bu yesin elbet.  Şu an Temmuz 15 henüz ne var içinde bilemiyorum. Kasım ayına kadar beklemeyi düşünüyoruz. Kovana arı giriş çıkışları iyi, polen de taşıyan çok, dışarıdan gözlemim bu, sonrasında ne olur bilinmez ama dedim ya babam ballı adam, mutlak suretle yiyecek balı olacağına çok inanıyorum.  Bu kovanın balına da çok müşteri çıkıyor ama maalesef satamayız, koca çınar o muhteşem lezzeti bekliyor, artık keyfi  yeterse, kime gönlü ister de verirse bence o kişi de çok şanslı olacak.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.