Malumunuz yaz sonu bir çok bölgemizde bal sağım zamanını da beraberinde getirdi.
Her ne kadar başta kuraklık olmak üzere çeşitli sebeplerden dolayı biz arıcı dostlar bir sezon daha umduğumuzu bulamasakta, bizlerin de az çok emeğinin karşılığını gördüğü bu dönem bir bayram havasında geçmektedir. Zaman zaman instagram sayfamızdan ( ma___honey ) ailece çok eğlendiğimiz kareleri paylaşıyorum.
Ballarımızı sağdık; az oldu, çok oldu, fiyat bu kadar olacak, su kadar eder, o arısını söyle besledi, bu böyle söyledi diye uzayıp giden tartışmalardan ziyade bu işin bir de müşteri güven ilişkisi kısmı var ki aslında işin en can alıcı kısmı da burada başlıyor. Kendi adıma yüksek miktarlarda bal üretiminden ziyade yüksek kalitede ürün elde etme çabasında olmamıza karşın, benim bal canavarı dostlarım genelde ya özellikle çocukları için ya da sağlıklarına gösterdikleri özenden ötürü bizleri tercih ediyorlar. Her ne kadar tüm arzı karşılayamasakda güvenlerinden ötürü bir kez de buradan teşekkür etmek istiyorum .
Yıl içinde 4 kişili bir ailenin ortalama 6 – 7 kilo bal tükettiğini hesap edersek bu büyülü gıdanın hiç de şakaya, ihmale, vicdansızlığa gelecek bir iş olmadığını anlarız aslında, hele ki işin içine çocuklarımız giriyorsa. Yani iki ihtimal var, ya ailemize ve dostlarımıza sahte bal yediriyoruz ve çeşitli hastalıklara sebebiyet veriyoruz ya da saymakla bitmeyecek, her bir damlasının ayrı bir derde deva olduğu bir kavanoz sağlık ve enerji kaynağı sunuyoruz.
Tabi herkesin güvenilirliği kendine, çevresine. Bu konunun hassasiyetinin farkında olarak üretim yapan arıcı dostlar kadar her işte olduğu gibi bu nimetinde hilesine kaçan, insanlarımızın sağlığıyla oynamaktan utanmayan vatandaşlar da var ki bu kardeşlerimizi vicdanlarına havale edip yolumuza devam edelim ama burada tüketicilere de ciddi bir görev düşüyor; o da işini samimi, dürüst bir şekilde yapan üreticileri desteklemeleri ve diğerleriyle şaka yollu bile olsa kıyaslamamaları.
Genelde bal severler granül görüntüde balları şeker miktarı oranı yüksek olarak nitelendirmekte ve daha akışkan yapıdaki balları tercih etmektedir. Bu durum özellikle bazı üreticileri balı yüksek sıcaklıklarda kaynatarak bu doğa mucizesi nimetin içerisindeki tüm vitaminlerin yok olmasına sebep vermektedir. Yani ben kendi adıma öncelikle kaynatılmış ballardan uzak durma taraftarıyım.
Diğer bir yandan kristalize olmuş bal donmuş bal demek değildir. Balın kristalize olması olayı balın hangi çiçekten üretildiğine göre değişir. Çam ve kestane balları neredeyse en sahte bal gibi kristalize olmayabilirken bir yandan da pamuk ve yayla balı ayçiçeği balı kadar kısa sürede olmasa da gerçek olması durumunda kristalleşecektir. Aslına bakarsanız balınız buz dolabınızda +4 °C civarında bir ay gibi bir sürede kristalleşiyor hatta krem kıvamına geliyorsa içiniz rahat olabilir.
‘’Güzel hoş da hadi sen kendinden ve üretici dostlarından eminsin kardeşim! Ama ben senden almak zorunda mıyım zaten ne kadar üretiyorsun ki? Ben gidip başka bir üreticiden temin edeceğim de nasıl anlayacağım balın gerçek olup olmadığını ‘’ dediğinizi duyuyorum.Kesinlikle en doğrusu bilimsel veriler ışığı altında bir analiz laboratuvarı testleridir ama zaten aldığın bal 2 -3 kilo verdin 150- 200 TL hadi test ettireceğim laboratuvara da vereceksin bir 150-200 TL + 1 kilo bal .En basit test için bu hesap neredeyse hiç almam ,bal da yememe kadar gider.
Tamam kızmayın %100 sonuçlar vermese de evde kendi çapımızda yapılabileceğimiz bal testleri de mevcuttur. Her ne kadar her balın hatta aynı arılıktaki kovanlardaki balların bile az da olsa farklı koku ve tatları olabiliyorsa da gerçek balın bir takım kendine has özellikleri vardır;
Bunları şöyle sıralayabiliriz; özellikle bu nimetin yoğunluğu yüksek, akışkanlığı sürekli olmalı tabi balın sahte yada gerçek olmasından ziyade çeşidine göre akışkanlık hızı ve yoğunluğu da bir miktar farklılık gösterecektir. Çam balı ağır ağır süzülürken kır balı daha hızlı akacaktır.
Gerçek bal soğuk havada kristalleşme yapar özellikle kavanozun alt kısmında yapması durumunda gerçek olma ihtimali oldukça yüksektir aksi taktirde üreticinizi değiştirmenizi tavsiye ederim, tabi öncede belirttiğim gibi çam veya kestane balı değilse. Gerçek bal sahtesine nazaran daha katıdır ve kokusuzdur. Arkadaşım her ne kadar iki buçuk yaşındaki kızının önünden alamasa da, gerçek bal genizde hafif bir gıdıklama yapacaktır ve son olarak çok düşük miktarda da olsa öz yapısındaki şeker sebebiyle alkol içermektedir ve kağıt ve kibrit çöpü üzerinde bir yanma özelliği gösterecektir.
Son olarak sizden ricam; güvenilir bir arıcı ile karşılaştığınız zaman ona sahip çıkın ve piyasadaki tacirlerden koruyun üç aşağı beş yukarı mutlaka anlaşırsınız .
Emin olun ona soframızdaki baldan çok, doğadaki dengeye olan hizmetinden dolayı hepimiz borçlu sayılırız. Sonuç olarak gerçek balı anlamak öyle ağıza bir parmak bal çalarak ya da hadi yakalım bakalım yanıyormu gibi denemelerle maalesef anlaşılmaz. Bal ancak ve ancak çok gelişmiş labaratuvarlarda yapılan testler sonucu anlaşılabilmektedir. Bal alırken mutlak suretle etrafınızdan, tanıdığınız ve güvenli bir arıcıdan temin yoluna gitmelisiniz.
Kalın sağlıcakla.
Yazan: Mersin’li Arıcı Mahmut.
bolca arı kovanı sahibi olman lazım
Balın bitmemesi için ne yapmalıyım