İşin aslı arı durduk yere kimseye saldırmaz, en azından henüz Türkiye’de öyle bir arı ırkı yok. Arılar saldırıp sokma eğiliminde olan bir canlı türü değildir, onlar sadece savunma iç güdüsü ile hareket ederler. Arı kolonisi, binlerce hatta on binlerce arının bir arada ve bir kovan ya da herhangi bir barınakta sadece tek bir ana arı ile oluşan topluluktur. Kolonisinin tehlikede olduğunu hisseden arı saldırganlık eğilimi gösterir, bu da nasıl olur? kendileri için yaptıkları bal ve diğer arı ürünlerini insanoğlu çalmaya kalkar ve bu hırsızlık esnasında elbette ki savunma haline geçerler. Bu saldırganlık için sebep birden çok fazladır ama, her sebebin kaynağı da mutlaka ve mutlaka insanoğludur. Siz haberlerde izlediğiniz özellikle Amerika ve o bölgede yaşanan arı saldırılarına ülkemizde rastlamazsınız, çünkü, o ırk şükür ki ülkemiz coğrafyasında yok ve inşallah hiç de olmaz. Evet, bizim coğrafyamızda da saldıran arı ırkları vardır ama, onlarında kovanlarını kurcalamazsanız normalde saldırmazlar. Şimdi diyeceksiniz ki; ‘arılık bana zından oldu, arı kovanının yanından geçemiyorum, kovanı açarken beraber arılar hücum ediyor’ ya da bunlara benzer yandım anam türküleri. Bunların hepsinin mutlaka bir cevabı ve yapılan olası bir hatadan kaynaklandığını belirtmek isterim.
Arı Saldırısı İçin Önlemler
- Amatör ya da usta fark etmez, mutlaka arıcı maskesi giyilmeli, arıcı körüğü yakılıp duman verilmeli.
- Körük yakıtı olarak doğal yakıtlar kullanılmalı, amatör arıcı kapakları açmadan önce kovan girişlerinden biraz duman vermeli, körükte kıvılcım çıkaran bir yakıt asla kullanılmamalı.
- Arı kontrolleri yaparken kovanların arkasında çalışılmalı, çıkış deliği önünde durulmamalı.
- Yağışlı ve soğuk, rüzgarlı havalarda kovan kapakları açılmamalı.
- Çok sıcak havalarda arı stresli olur, ikindi serinliği tercih edilmeli.
- Arı aç ise saldırganlık eğilimi yüksek olur, doğada ki nektar takip edilmeli.
- Arı kovanı açıldığında petek çitaları çekilirken çok yavaş hareket edilmeli ancak, yapılacak işlem mümkün olduğunca hızlı yapılmalı. Arılar tıkırtıdan rahatsız oluyorlar, ani hareketlerden kaçınılmalı.
- Arılar mümkün olduğunca sessiz bölgelere götürülmeli, tren hatlarından, işlek karayollarından uzak olmalı. Unutulmamalıdır ki, sürekli traktörlerin çalıştığı bir bölgede ses ve titreşim olur ve bu da saldırganlık eğilimini artırır.
- Kirpi evet kirpi, arıların can düşmanıdır, geceleri ortaya çıkarlar, kovan önünde bekler ve arada bir kovana dokunarak ses çıkarırlar, nöbetçi arılar da ne oluyor diye dışarıya kafalarını uzattıkları anda kirpi kapar ve yer. Bir gece de bir çita arıyı yediklerini duydum, mutlaka önlemi alınmalı çünkü, bu da saldırı eğilimini artıran sebeplerin arasında.
- Arılığa gidilirken kolonya ya da parfüm gibi kokulu şeyler sürülmemeli, ter kokusuna da dikkat edilmeli.
- Maske, tulum gibi giysiler en az haftada bir kere ılık suyla yıkanmalı, kirli maskelerle yaklaşılmamalı.
- Ana arı kontrolü yapılmalı, anasız kovan hırçınlık yapar.
- Arı kovanları mümkünse en az 1 metre aralıklarla yerleştirilmeli.
- Şerbet verilecekse akşam saatleri tercih edilmeli, sağa sola dökülmemeli.
- Kaliteli arı kovanı tercih edilmeli, üç kuruş ucuz diye kovan alınmamalı, işi bilen, arı besleyen bir kovancı tercih edilmeli. İşin burasını da herkes bilmez zaten neden mi? en basit hatayı söyleyeyim; arınız on çita olur, kat atarsınız, katta ki çita ile kuluçkalıkta ki çita arasında mesafe uzun olur ve arı bu mesafeye petek örer, bal depolar, yavru yapar, siz de çitayı çekersiniz ve düzeni bozarsınız. Bir anda hücum da başlar ve siz de dersiniz ki ‘ yok bu kovanın anasını değişeceğim ve hatta hatta o kovanı bir daha açmaya bile korkarsınız.
- Arılar sizin korktuğunuzu anlar, sakin ve cesur olmalısınız, alerjiniz yoksa üç beş arı iğnesi hiç bir şey yapmaz ve hatta zaman içerisinde bağışıklık kazanır, oralı bile olmazsınız.
Gördüğünüz gibi arı durduk yere saldırmıyor, mutlaka bir şeyden rahatsız oluyor da iğneliyor bizleri. Arıcılık bir meslek dalıdır, tecrübe ister, zamanla bu sebeplerin dışında ki sebepleri de sizlerde tecrübe ederek göreceksiniz.
Arı Sokunca Ne Yapılır?
- Alerjiniz var ise, en yakın sağlık kuruluşuna gitmelisiniz, var ise yanınızda taşıdığınız, doktorunuzun verdiği bir ilaç onu kullanmalısınız.
- Kuru soğanı ortadan kesip sürebilirsiniz.
- Maydonozu kıyıp suyuyla berber sokulan yere sürebilirsiniz.
- Mümkünse arı iğnesini tersine çekiniz, arı iğnesini batırır ama zehiri dışarda, bir toplu iğne misali kalır. Sizde tutup çekerken zehiri enjekte etmiş olursunuz.
- Temiz sabunlu su ile iğnelen yer temizlenirse biraz rahatlık sağlar.
- Eğer maskesiz iseniz ve bir arı saldırısı ile karşı karşıya kalırsanız, mümkün olduğunca hızlı bir şekilde en yakın su kaynağına koşup içine giriniz. Yüzlerce arı saldırısı can kaybına bile neden olabilir.
- Arı sokmasından tedirgin olmayan ve hatta alışkın olan arıcılar, ellerine aldıkları bir bıçak ya da arıcı el demiri ile arının soktuğu yerin tersine doğru kazıma yaparak iğneyi çıkarmaya çalışır. Nedeni ise, arının zehri aslında soktuğunda tam anlamıyla deriye enjekte olmaz ama, sizi sokup giden arının deriniz üzerinde bıraktığı iğnenin uç noktasında bir zehir baloncuğu vardır ve siz can havliyle elinizi vurduğunuzda işte o baloncuktaki arı zehri size enjekte olmuş olur.
Arı Sokunca Neden Ölür?
- Bal arılarının tek savunma silahı iğnesidir ve bu iğne bildiğiniz dikiş iğnesine benzemez, iğnenin ucu balık oltası gibi kancalıdır. Sizi sokmayı göze alan bir arı ölümüde doğal olarak göze almış demektir. Bu durumda iğnesini batıran arı kaçmak için bütün yeteneğini ve gücünü kullanır, ucu kancalı iğnesi soktuğu yerde takılı kaldığı için iç organları da tahriş olur ve böylelikle arı bir müddet sonra ölür.
Not: Bu yazımda ki asıl konu sadece bal arıları için geçerlidir.
bizim arılar çok sakindi normalde dün kovanı açtığımız anda bize saldırdılar üç dört yerimden soktular.
acaba çıtaları doldurdukları için mi bize saldırdılar ki ?
şimdiden teşekkürler..
Arılar niye saldırır, neden sokma eğilimine geçer yukarıdaki yazıda belirttim lakin, arıcılık çok derin bir konu bir tane bilinen varsa henüz bilinmeyen yüzlerce neden de olabilir. Kovan kapağını açmadan önce uçuş deliğinden biraz duman verin tabi ki çok olmamak kaydıyla, 3 beş dakika bekleyin ve yavaşça kovan kapağını açın ve yine duman verin, arılar aşağı doğru çekilsin.
Ayrıca, yukarıdaki yazımda ki koşulları da göz önünde tutun ve yine ayrıca, eğer arıların iğneleme işi olmasa emin olun her evin balkonunda bahçesinde 3 beş kovan olur.
Selamlar, kafkas ari kirmasi var bende , ikindi serinliginde kat atayim dedim. Demez olaydim koyu bir birine kattik. Cevrede etrafta kac ev varsa dadandilar. Coluk cocuk malesef sokmalar oldu.cok yavas hareket ettigim halde ciddi sekilde saldirdilar.
arı bu şakaya gelmez dikkat etmek lazım ayrıca, sanma ki bu yorumunda ki amacın ne olduğunu anlamadım yine de onayladım lakin, bu siteden aldığın link işine yaramaz ve hatta zararı bile olur sitene, chat sitelerinden link almaya çalış ki o da pek işe yaramaz. Önemli olan senin sitenin değeri google çok akıllı bir yapay zeka anlıyor her şeyi.
durdukça aklıma geliyor gece saat 1 olmuş, yine arıcılık yine arı aklımda, kara çalı, çaltı da derler evet bu bodur çalı çiçek açtımı arılar güzel bal çekiyor tabi ki hava durumu da önemli, yıllardır kara çalıya arı götürüyorum, bu kaçıncı yıl bilemedim ama şurasını da gözlemledim bu nektar kaynağında da arı azıyor arkadaş bu konuyu da göz ardı etmemek lazım diye düşünüyorum.
bir noktayı yazıda unutmuşum, erken ilkbaharda ve geç sonbaharda arılar biraz saldırganlık yapabilir. Bunun nedeni kovan açıldığında kovan içi sıcaklığının ani değişimi ve bu değişim neticesinde yavruların üşüyeceği tehlikesidir, yavrusunu kıskanan arılar bu nedenle bu mevsimlerde hırçınlık yapabilir.
Ozelikle yazin scak havalarda arilarim cok azgin oluyor.Sicagin yaninda birde sonradan farkettimki her kovani inceledikten hemen sonra arilari serbetini vermek buyuk hata ve arilari delirtiyor.Tum kovanların incelemesini bitirdikten sonra daha serin bir saatte setbet vermek sorunumu buyuk oranda çözdü .Çok faydali ve uzun bir tecrube sonucu bir yazi olmus.Tesekkur ederiz üstat.