Arıcılık

Arıcılık  tarımsal faaliyet kollarından birisi olup, tarım ve hayvancılık arasında yer edinmiş bir meslek dalıdır. Günümüzde arı besleyen kişiler  iki guruba ayrılmıştır, sabit arıcılık ve gezginci arıcılık olmak üzere sınıflandırılmıştır. Sabit arıcılar, yerlerini hiç değiştirmez, her mevsim aynı arazide kalanlardır. Gezginci arıcılar ise, mevsimlere göre arı kolonilerini taşıyan ve sürekli nektar takibi yapanlardır. Arıların yaşayacağı barınağa kovan, kovanların arazide belirli standartlara uygun bir şekilde yerleştirilmesine de arılık denir.  Arılık olarak kullanılacak yerler insanların yaşam alanlarından belirli uzaklıkta, arıların temiz su kaynağı bulabileceği nektarı bol coğrafi alanlar olmalıdır. Temiz su kaynağı olmayan yerlerde arıcı tarafından sulama işlemi mutlaka yapılmalıdır.

Arıcılık yapabilmek için belirli şartlar mevcut olsa da, arıyı seven, hobi olarak yapanlarda azımsanmayacak kadar çoktur. Profosyonel anlamda bu faaliyette bulunmak için arıcılık belgesi mutlak olması gerekenlerdendir. Bu sektör için devletin verdiği destekler mevcut olsa da gereksinimleri karşıladığı pek söylenemez.

Böcekgiller ailesinden ismine arı denilen bu mucizevi, insanlara şifalı ürünler sunan kanatlı böcek besleyen kişiye de arıcı denmektedir. Arıcılık işiyle insanoğlu yüzyıllardır uğraşmakta ve her geçen gün bu sektörde yenilikler yapılmaktadır. Mısır firavunlarının mezarlarında bir kap içerisinde saklanmış ve hala yenilebilir kıvamda bal bulunmuştur.  Tarihi belgelerden günümüze kadar gelmiş çeşitli yazıtlarda, arıcılık faaliyetleri hakkında bir çok bilgilere rastlanmıştır. İlk çağlarda doğada kendi halinde yaşayan bal arılarının yerlerini keşfeden ilk arıcılar çok zor koşullarda peteklerde ki balları almışlardır. Hatta bu balları almadan önce arılardan korunmak için bütün arı kolonisini de yok etme yöntemine başvurmuşlardır. Arıcılık geliştikçe bal hasadı daha kolay hale gelmiş ve günümüz koşullarına belli başlı deneme yanılma yöntemleri kullanılarak gelmiştir.

Günümüzde arıcılık fenni kovanlarda yapılıyor olsa da farklı kovan tercihleri olarak,  sepet kovan ve karakovan denilen ilkel kovanlarda da arı beslenmektedir. Yüksek verim elde edebilmek için bu işte bilgi sahibi olmak şarttır. Fenni arı kovanları yüksek verim alabilmenin birinci şartı olsa da arı ve arı kolonisini iyi tanımak, hastalık ve zararlılarla yerinde mücadele etmek olmazsa olmazlardan birisidir. Ancak, şu da bilinmelidir ki; çok bilgili de olsanız, her işi tam ve vaktinde yapsanız sonuç doğanın ne getireceğine bağlıdır.

Organik Arıcılık

Arı ve arı ürünlerinin (arı sütü, propolis, arı zehiri, bal) organik olarak üretilmesine organik arıcılık denir. Organik olarak arı ürünleri üretimi yapmak isteyen kişi ve kurumlar organik belgesi verebilen kurumlara müracaat eder. Belirlenmiş olan kesin kuralları vardır, zirai tarım alanlarından belirli mesafe ve arı kovanlarının boyasız olması bunlardan bir kaçıdır. Bu kurallara uyup organik sertifikası  alabilenler arı ürünlerini yüksek fiyatlara satabilmektedir.

Arıcılık faaliyeti yapan bir arıcı

Şu da unutulmamalıdır ki;  son yıllarda sahte balların piyasada  bolca görüldüğü gibi organik bal diye satılan sıradan ballar da mevcuttur. Kötü niyetli sadece kazanç peşinde olan  ve bal kavanozunun üzerine organik bal yazan sahte sertifikalı  ürünleri de göz ardı etmeyiniz.

İyi niyetli ama organik bal nedir bilmeyen, kurallarını ve şartlarını hiç duymamış arıcılar da mevcuttur.  Bir yerlerden duymuş olduğu organik kelimesini ürününü pazarlarken kullanan bu kişilerin aslında bu konudan pek bir haberi bile yoktur. Bizzat şahidim ki; televizyonda bir arıcılık programı izlerken telefonla bağlanan bir arıcı bal kavanozunun üzerine organik bal yazılı olduğunu belirtti. Programı sunan ve konuğu da  arıcının konuşmasından  bilmeden bir hata yapıldığını anladılar. Böyle bir şeyin yanlış olduğunu, organik sertifikası olmadan kavanozların üzerine asla böyle bir şeyin yazılmaması gerektiğini izah ettiler.