Bu konu üstünde araştırmalarda bulunan İnternet kullanıcıları öncelikle şunu iyi bilmeli ki her okuduğu yazı doğru ya da her izlediği video kesin doğru bilgiler içermemektedir. Benim şahsi görüşüm ve tavsiyem arıcılık üstüne kitaplar yazmış olan akademisyenlerden her hangi birinin takipçisi olmanızdır. Ben Prf.Dr Muhsin Doğaroğlu gibi bu işin duayenlerinden kabul edilen hocamızın takipçisi ve onun yöntemlerini uygulamaya çalışan amatör ama, araştırmacı bir arıcı olarak arılık bilgilerim ve gözlemlerimden yola çıkarak böyle bir yazı yazmaya karar verdim, umarım biraz olsun faydam dokunur.
Arılarda ilkbahar beslemesi; arıların kıştan çıkmış erken ilkbaharı görmesiyle birlikte hava sıcaklıklarını göz önünde bulundurarak kovan kapakları açılır ve ilk kontrol yapılır. Bu iş bölgelere göre değişiklik gösterir, örneğin ben Mersin gibi ılıman bir bölgedeyim, Şubat ayı başlarında kıyı bölgelerinde bu işlemler uygulanabiliyor. İlk şurup, arıyı uyandırmak için verilmeye başlanır ve ben bu işi pancar şurubu ile yaparım. Tenekesi bu yıl 75 lira, bal kıvamında, ucuz değil ama arı için bence çok iyi bir şerbet. Ben ilk şerbeti bir çay bardağı kadar veriyorum ve gözlemlemeye başlıyorum. Yiyen arılara yine bu şekilde en az 3 yada 4 kez pancar şurubundan veriyorum. Bu arada şunu da belirteyim ki yazının devamında gerekli olacak, benim 1. çitam kayık şerbetlik ve ilk hedefimde arıların bu şerbetliğin altına petek örmelerini sağlamak, en azından gönlüm öyle istiyor ki, örüyorlar da. Burada amaç kayık şerbetliğin altına petek ördürtmek ve bu sayede erkek arı gözü oluşturabilmek. Bu yöntemle varroa ile doğal savaşımız başlamış oluyor, nasıl derseniz bu ayrı bir konu ileriki yazılarımda bundan da bahsedeceğim. Evet, ilk beslememizi bu şekilde yaptıktan sonra 1,5 şeker ve 1 su oranıyla azar azar mümkünse her gün şerbetlemeye devam ediyor ve bu arada ana arı kontrolü ve günlük yumurta atımını gözlemliyoruz. Bizim buralarda bu ayda ufak tefek de olsa polen taşıma da başlıyor ve arı kovanı nüfus olarak az da olsa artmaya başlıyor. Yine hava durumunu sürekli gözlemleyerek şurup oranını arıların içiş durumlarına göre yavaş yavaş artırıyor ve yiyebildikleri oranda yine mümkünse her gün veriyorum. Ben yağışlı ama ılıman günlerde arıya az da olsa bir kek veriyorum, sanırım faydası da oluyor. Bu arada kapalı ve günlük yavruların durumunu sıkça takip ediyor ve hepsini de tek tek yazıyorum. Ana arı son çitaya yavru atmış ise ve de arı bölme tahtasının dışına kadar çoğalmış ise, önceki yıldan kalan mümkünse ballı ya da polenli bir kabarmış petek en dışa ilave ediyorum. Dikkat, arı 8 çita olana kadar ham petek verip kabarttırmaya çalışmıyorum. Eğer elinizde kabarmış petek yok ise mecburen vereceksiniz tabi ama, ben böyle bir durumda şeker oranını artırıyorum, 2 şeker 1 su bir müddet verilmeli diye düşünenlerdenim. 8 baskın arılı çita olduktan sonra ham petek verilir ama nereye, bu da çok önemli. Yukarıda belirttim ya benim 1. çitam kayık yemlik, işte hemen onun yanına ham petek verilmeli ve 1 şeker bir su şerbet verilmeye devam edilmeli. Eğer baştan ikinci ve sondan ikinciye ham petek verilecek olursa 1. çita da ki şurupluğa şerbet sondan ikinci çitanın üstüne de ya poşetle şurup ya da kek verilmelidir ki petekler hemen kabartılabilsin. Tabi ki bu durum tabiat ile bire bir alakalıdır. Nektar gelmiyorsa maalesef ne yapsanız nafile sonuçlar verebilir, hayal kırıklığı da yaşayabilirsiniz, benim 2016 arıcılık sezonun da yaşadığım gibi. Arı kovanı tam on çita oldu ve artık kat istiyor, kuluçkalıktan iki adet kapalı yavru ve eğer var ise, üstü çizilmiş bir ballı çita üst kata konur. Kuluçkalık 8 çita kaldı, yine baştan ikinci ve sondan ikinciye ham petek verilir, şerbete devam, ta ki nektar akışı başlayana kadar, bu arada meme kontrolleri sıkça yapılır. Bu şekilde petek işletme size bal akımında oldukça fazla avantaj sağlayacaktır ve koloni sayısına göre 3. kata bile çıkabilirsiniz. Sezon iyi giderse, geçmiş yıllarda bu güzelliği yaşayan birisi olarak inanın arıcılık aşkı içinizde artarak devam edecektir.
Arılarda ilkbahar bakımı; koloniler her yönden gözlem altına alınır, ana arı kontrolü, varroa veya diğer hastalıkların kontrolü yapılır. Zayıf koloniler güçlü kolonilerle birleştirilir. Mutlak suretle bu işler yazılarak not edilir ve bu şekilde takibat yapılır. Nisan ayı başlarında meme kontrolleri sıklaştırılır, oğula meyilli arı kendisini belli eder, ben üçüncü kez meme yapan koloninin anasını değiştiriyorum, bir çok arıcı ise suni oğul, yani arıyı bölerek oğula kaçmasını önlemekten yana, ben ise oğul veren arıyı asla çoğaltmaktan yana değilim, güçlü koloni tek hedefim. Arıcı dostların çoğunluğu arıyı ilkbaharda böler, ben ise bölmekten çok birleştiririm. Nisan ayına kadar kadar 5 çita kalmış arıyı neylicem, kuvvetli bir koloniyle birleştiriveriyorum. bu konunun da detayı çok, onun da başka bir zaman sizlerle elbette paylaşacağım. Arı kovanları tek tek bakıma alınır, pürmüz ile yakılıp temiz su ile yıkanır ve kurutulur. Kovan boyama ve tamiratları yapılır, arılık da mümkün olduğunca standart kovan ölçülerine göre hareket edilir, birbirine uymayan kovan kapakları, petek çitaları ekenomik duruma göre değiştirilir.
Ben bu şekilde ilkbahar bakımı ve beslemesi yapıyorum, her yiğidin bir yoğurt yiyişi var derler benimkisi de böyle. Bütün arıcı dostlara hayırlı ve bol bereketli sezonlar dilerim, saygılarımla.