Uzun zamandır çok methini duyduğum ama bir türlü fırsat bulup gidemediğim Mersin’in Değnek köyüne, bir arıcı ağbimin ziyaretine gittim. Geçen sezon 100 adet katran ağacından yaptığım arı kovanları bu doğa harikası bölgeye gelmişti. Arıcı Mahmut ağbimle tanışmam da yine İnternet ortamında bu siteden olmuştu. Sitede yayınlamış olduğum arı kovanı ve bir kaç arıcılık üzerine yazmış olduğum yazıları okumuş ve önce bir telefon ve sonrasında şahsen tanışmamızla aramızda samimi bir dostluk oluşmuştu. Arı kovanlarını teslim ettik, biz sözümüzde durduk, sağolsun Mahmut ağbimde sözünde durdu. Aramızda güzel bir dostluk oluştu, kovanları teslim ettik ama muhabbetimiz hiç eksilmedi, aynen devam etti ve inşallah ömür boyu da devam edecek.
Kısmet oldu bu Cumartesi birlikte Mersin’in Değnek köyüne arılığına gittik, rakım 1400. Güzel bir gün oldu, arılarına baktık, yemek yedik güldük eğlendik. Mahmut ağbi bal sezonunu için fazla bir verim alamamış ama gelecek yıl için umutlu, malum 2016 bal sezonu bu bölgede pek iyi geçmedi. Resimde gördüğünüz dağın yamacındaki şeftali bahçelerinin ve çam ağaçlarının içindeki arılığı aynı bir tablo gibi duruyor, her arıcının olmak istediği bir mekanı çağrıştırıyordu. Mahmut ağbim prensipli bir insan, her şeyi nizami, arıcılık belgesi var, arıcılar birliğine üye olmuş ve kovanlarının önüne de plakalarını çakmış. Yaklaşık 85 kovan arısı var, beraber biraz baktık ve gördüm ki arıların sağlık durumu çok iyi, varroa illetine çok şükür rastlamadık. Mahmut ağbim pek ilaç kullanmamış ve söylediğine göre katran ağacından yapılan kovanlarda arıların sağlık durumu daha iyi oluyormuş, e malum yılların tecrübesi, vardır kendine göre tespitleri.
Arılıkta dikkatimi çeken bir şey daha oldu, kovanların boyası biraz farklı gibime geldi. Kendisine sorduğumda ‘ben kovanları yağlı boya ile boyamam, sadece koruyucu bir pinotex sürerim dedi. Sanki bu sözleri de arı kovanları nasıl boyanır? sorusuna da bir cevap gibiydi. Çünkü bende şahsen aynı kanaatteyim. Birlikte tespit ettiğimiz olumsuz bir konu da kovanların direk yer ile temas halinde olması idi. Üstelik bütün kovanlar da polen tuzaklı, biraz konuşunca nedenini de anladım ve hak verdim. Kendisinin işlerinin en yoğun olduğu bir zamana rast gelmiş ve taşımayla ilgilenenemiş, ‘varsın bu yıl böyle olsun, seneye inşallah polende olacak, bal da’ dedi. Mersin’e 40 kilometre mesafede olan Değnek köyünden akşam üstü dönüş yoluna geçtik, güzel bir gün oldu, bolca hoş sohbetler yaptık.